Sorma işte nasıl diye sen gibi özledim seni.
Hani yazılamayan şiirler vardır ya gece sancılarına gebe,
Hani dilinin ucundadır da derdini anlatamazsın ya kâğıtlara.
Sonra. Sonra ilk dizeyi buluşturduğunda kâğıtla,
Yüreğin bir kuş gibi çırpınır, mutluluktan uçarsın ya havalara.
İşte ben seni o ilk mısra gibi özledim.
Hani o kırk mumluk ampullerin aydınlığı vardır bilirsin gözleri kamaştıran.
Ve aniden söner ışıklar kararır her yer kararır dünyan bir hüzündür başlayan korkudur saran bedenini. İşte tam o çaresizliğin o karanlığın içinde kaybolmuşken birden yanar ya ampuller.
Ve ışığın huzuru dolar yeniden içine umut yol alır tekrar kaldığı yerden bir başlangıçtır bir sevinçtir bir mutluluktur gelen. İşte ben seni o ışık gibi özledim.
Sorma işte nasıl diye sen gibi özledim seni.
Özlemi anlatmak kolaydır özlediğin uzaktaysa eğer. Çünkü özlem uzaktayken güzeldir, kavuşacağını düşünerek özlersin.
Ama ben seni gözlerinin ta içine bakarken, gözlerinde kaybolduğumda, Ellerin ellerimde yüreğinin atışları göğüs kafesimdeyken özledim.
Hani sevdalar vardır bir damla suda boğulur. Ben seni, seninle el ele okyanusları geçerken özledim.
Ben seni gardan hareket eden bir trenin ardından ya da limandan demir alan bir geminin ardından ya da son kez gözlerine bakıp yağmurlu bir akşamüstünde bir yolcu terminalinde otobüse binerken ardından mendil sallarken değil. Ben seni vedalar ve ayrılıkların ötesinde bir tren düdüğünde bir gemi sireninde ve otobüs kornasını her duyduğumda özledim.
Sorma işte nasıl diye sen gibi özledim seni.
Hani çılgınca sevişmeler vardır tenin tene, terin tere karıştığı. Sonrasında yastık altı sohbetler ve kaçamak gülüşler vardır yakılan son sigarada.
Sonrasında delice özlemek ve yaşanmışlıkların düşü vardır beklemelerde.
Ben seni sabahın bakirliğinde melek yüzünü izlerken uykunun en masum yerinde yüreğinle sevişmeyi özledim
Aşklar vardır yaşanan, umutlar vardır ortak bir yaşamın paydası
Sonra umutların meyveleri vardır yarınlarda. Tozpembedir aşk çatısının altında cümle duygular. Ben seni aşkın ötesinde umudun en yücesinde beklentilerin uzağında hayatın en pembesinde özledim.
Sorma işte nasıl diye sen gibi özledim seni.
İnsanlar var yüreğinde nice sevdaları olan. Bir akşamüstünde güneşin batışında, ayın denize düşen aksinde, yaz akşamlarının ılık meltem rüzgârında, ya da gecenin koyu karanlığında gökyüzündeki yıldızlarda ararlar özlediklerini.
Ya gözlerdir yıldızlarda asılı olan, ya kokusudur meltem rüzgârıyla gelen, ya da denizdeki yakamozdadır yârin tebessümü. Sonrasında şiirlerdir yârin üstüne yazılan ve bir güvercin kanadında salınan mektuptur özlemleri.
Ben seni güneşin doğuşundan batışına kadar özledim
Ben seni karanlığın en koyu yerinde sabahın ilk alacasında özledim
Ben seni yazdığım mektupları sana okurken özledim.
Ben seni gökyüzündeki yıldızlar kadar özledim
Ben seni her adımda yaklaşılan umut kadar özledim
Ben seni her anımda her saniye yanımdayken özledim
Ben seni aldığım her nefeste özledim
Benden bir an uzaklaştığında ben ölürüm.
Ölüler özleyemez ki bebeğim…
Sorma işte nasıl diye CAN gibi özledim seni…
Kayıt Tarihi : 23.1.2008 20:42:00
0 Yorumlar